Notebook satın alma rehberi- 2016
https://www.enpedi.com/2010/02/notebook-satn-alma-rehberi.html
2010 yılının Ocak ayında yeni aldığım ve o günlerde popüler bir model olan Asus N61Vn'yi almayı düşünenlere tanıtma adına yazmaya başladığım ama sonradan bir Notebook Satın Alma Rehberi'ne dönüşen bu yazının gördüğü ilgi aslında artık dizüstü bilgisayarların ne kadar popüler olduğunun bir belirtisi. İlk örneği 1968 yılında Alan Kay adındaki bir Xerox PARC çalışanının zihninde bir fikir olarak oluşan ve Dynabook¹ ismini verdiği bu tasarımdan, 2008 yılının 3. çeyreğinde dizüstü bilgisayar satışlarının ilk defa masaüstü bilgisayarlar satış rakamlarını geçtiği bu günlere geldik. Böylece bir devir kapanmış oldu. Artık taşınabilirlik bir lüks veya tercih değil adeta zorunluluk. Öylesine ki çoğu özel üniversite yeni başlayan öğrencilerine ücretsiz notebook veriyor, şirketler çalışanlarına artık masaüstü bilgisayar değil notebook alıyorlar. Görünen o ki artık masaüstü bilgisayarlar sadece profesyonellere ve 3D oyunları uç seviye kalitede oynamak isteyenlere hitap ediyor. Gelecek 10 yılda masaüstü bilgisayar satışlarının çok küçük rakamlara düşeceğini öngörmek çok zor değil. Öyleyse Kral öldü, yaşasın yeni kral!
Eğer direk bu yazıya ulaştıysanız size tavsiyem önce Notebook Kullanmaya Başlangıç : İhtiyaçları Belirlemek adlı yazımı okuyun. Çünkü eskiden bu yazı ile yapmaya çalıştığım şeyi daha iyi yapabilmek için, vermeye çalıştığım bilgileri daha da genişleterek bir üçleme haline getirdim. Bu yazıda bu üçlemenin 2. yazısı. Doğru karar verebilmek adına size tavsiyem sırasıyla okumanız. Umarım notebook satın almaya çalışanlara bir nebze katkım olur. Selamlar...
Güncelleme (Mayıs 2016): 2013 yılının Nisan ayına kadar Ayın Yıldızları adı üzerinde aylık yayınlanan bir yayın idi. Ancak Enpedi'ye Kampanyalar adında ayrı bir bölüm açtığımızdan beri her ay yayınlamanın bir anlamı kalmadı. Bu yüzden Ayın Yıldızları artık sadece piyasada önemli değişiklikler olduğunda yayınlanıyor. Güncel tavsiyeler için Kampanyalar bölümünü kullanın lütfen. Daha önce yayınlanan Ayın Yıldızları yazılarına ise alttaki linklerden ulaşabilirsiniz:
Ayın yıldızları: (2010) Kasım, Aralık (2011)Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık (2012) Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Temmuz, Ağustos/Eylül, Ekim, Kasım (2013) Şubat, Mart/Nisan, Ağustos (2015) Ocak
Daha önce burada yer alan ve markalar hakkında bilgi verdiğim bölümü bu konuda çok fazla soru almam sebebi ile genişleterek ve kendi görüşlerimi ekleyerek ayrı bir makale haline getirdim. Daha önce burada okudu iseniz bile tekrar göz atmanızı öneririm...
Batarya kullanımı hakkında çok fazla soru ve hurafe olduğundan daha önce burada yer alan içeriği güncelledim ve çok daha ayrıntılı bir şekilde yeni bir makale şeklinde yazdım. Bunu ise kulaktan doyma bilgilerle, oramdan buramdan uydurarak değil;
Ve sonunda yazıyı yayınlayıp sonuna yararlandığım kaynakların tamamını yazdım. Her sene milyonlarca notebook satıp milyarlarca dolar ciro yapan onlarca üreticinin bir tanesinin bile, birini görevlendirip bu tip bir çalışma yaptırmadığını ve bu konuda bir referans doküman yayınlamadığını düşündüğümüzde bu çalışmanın değeri ortada.
Çoğu izleyicim ekranlar hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyor. Bu yüzden daha önce burada yazdıklarımı da ekleyerek ekranlar hakkında geniş bir makale yazdım. Linkten ulaşabilir ve ekranlar hakkında kafanızda oluşabilecek bütün soruların cevaplarını bulabilirsiniz;
Şimdiye kadar yurtdışından notebook almak ile ilgili pek çok soru aldım . Bu konuya da ayrı bir paragraf açmak istiyorum:
Yurtdışında satılan modeller Türkiye'ye göre nispeten ucuz olabilir ama o kadar da ucuz değiller. Öncelikle almayı düşündüğünüz makinanın Refurbished² olmadığından emin olun. Daha sonra düşündüğünüz markanın Türkiye'deki yetkili servisini arayarak yurtdışından alınan makinalara garanti kapsamında servis verip vermediklerini sorun. Cevap "Evet" olursa almayı düşündüğünüz modele servis verip vermeyeceklerini sorun. Buna da cevap "Evet" olursa düşündüğünüz modelin Türkçe klavyesinin mevcut olup olmadığını mevcutsa değişimin maliyetini öğrenin. Eğer hala avantajlı olduğunu düşünüyorsanız ve ileride ciddi bir arızada değişim hakkı kazanmanız durumunda bir sürü karışıklık yaşanma durumunu da göze alıyorsanız alın.
Önce 24 Mayıs 2011 tarihinde eski kanunda yapılan değişikliklerle daha sonrada 28 Mayıs 2014 tarihinde yürülüğe giren 6502 sayılı Tüketiciyi Koruma Hakkındaki Kanun ile tüketici haklarında önemli değişiklikler yapıldı. Konunun önemine binaen tamamen ayrı bir konu olarak daha geniş bir şekilde işlemeye karar verdim. Konuyla ilgili yazdığım -Basit Anlaşılır Bir Şekilde- Tüketici Hakları adlı yazıma alttaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz. Mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum;
Öncelikle kullanıcı profilinizini saptamalı ve bunun gereklilikleri nedir bunu anlamalısınız. Eğer hala okumadıysanız Notebook Kullanmaya Başlangıç : İhtiyaçları Belirlemek isimli yazımı okumanız size kabaca ihtiyacınız olan performans hakkında bilgi verecektir.
Benim gözlemlerime göre notebook kullanıcılarının profilleri altta sıraladığım üzere kabaca 7'ye ayrılıyor. Bunların büyük bir çoğunluğu da 2 numaralı profil başta olmak üzere 3, 5 ve 6 numaralı profillere uygun kullanıcılardan oluşuyor;
Kendinizi bu sınıfta görüyorsanız bence oturup önce bir düşünün. Bu tip bilgisayarlar genelde 5 000+ Lira fiyatlara sahiptir ve siz bu para ile bu makinalardan elde edeceğiniz performansın çok çok üzerinde performans alabileceğiniz bir Masaüstü sistem toplayabilir ve bu Masaüstü sistemi ufak tefek harcamalarla 5-6 sene güncel tutabilirsiniz. Oysa bir oyun notebooku en fazla 2 sene güncel kalacaktır.
Yine de bu albenili oyuncu modellerinin bütçesi uygun olan kullanıcıların içini gıcıkladığının farkındayım. Türkiye piyasasında bu tip makinaların çeşitliliği çok fazla değil ve fiyatları değişkenlik gösteriyor. Hatta bazen firmalar ellerinde kalmış eski teknoloji oyun makinalarını güncel makinalarla aynı fiyata satmaya çalışıyor. Bu yüzden eğer bu tip bir makina almak istiyorsanız iyi araştırın. Zaten ilk yazıyı okuduysanız işlemcisinden makinanın üretim tarihini anlayabilirsiniz.
Notebook almayı düşünenlerin çok büyük çoğunluğu bu sınıfa dahil. Oyun makinası düşünmüyorlar çünkü;
Bu sebepler artırılabilse de sanırım temel sebepler bunlar. Eğer sizde bu sınfa dahilseniz, alacağınız makinanın ekran kartı Mobil Ekran Kartı Sıralama Tablosu'nda minimum Yeşil bölgede yer almalı.
Bu sınıftaki kullanıcılar oyun oynamazlar ya da en fazla arada sırada yeğenleri FIFA, PES veya strateji türü çok fazla sistem gereksinimi olmayan oyunları oynar. Ama bilgisayarlarının hızlı açılıp kapanmasını, masaüstünde uyumlu ve akıcı davranacak güce sahip olmasını ve aynı anda birçok program çalıştırdıklarında dahi (Programa göre fark edecektir) performans düşüşü yaşamamasını isterler.
Eğer bu sınıfta iseniz yukarıdaki gruptan tek farkınız güçlü bir ekran kartına ihtiyaç duymamanızdır. İlk yazıda nasıl bir işlemci seçmeniz gerektiğini anlattım zaten buna ek olarak harici ekran kartı olmayan veya giriş seviyesi bir ekran kartına sahip bir model seçmelisiniz.
"Peki, harici ekran kartı olup olmadığını nereden bileceğim?" sorusu aklına gelen okuyucular olabilir. Basitçe ekran kartının markası Nvidia veya AMD değilse ekran kartı harici değildir, ekran kartı bilgilerinde Intel yazıyorsa dahilidir diyebiliriz.
Son not olarak harici ekran kartı olmayan bir model satın almanın avantajlarını söyleyeyim:
Eğer bu sınıftaysanız 1. sınıftaki kullanıcılara yaptığım uyarıyı size de yapayım. Gidin bir masaüstü sistem toplayın! Yaptığınız işin vasfına ve kullandığınız programlara göre değişmekle beraber muhtemelen bir notebookun vereceği performans size yetmeyecektir. Yetecek notebookun ise ısınma, sesli çalışma sorunu ve taşınabilirliği olumsuz etkileyecek boyutları ve ağırlığı olacaktır. Sadece taşınabilirlik sizin için olmazsa olmaz bir gereklilikse notebooklara yönelin.
Eğer kullandığınız programlar grafik gücünden ziyade işlem gücüne ihtiyaç duyuyorsa işiniz nispeten daha kolay. Yeni nesil, normal güç harcamalı bir Core i7 işlemci işinizi görecektir. Ama kullandığınız programlar yoğun grafik gücüne ihtiyaç duyuyorlarsa (Simülasyon, modelleme, animasyon, sanal ışıklandırma, 3D efekt yapımı, oyun yapımı vb.) o zaman işiniz biraz daha zor. Profesyonel grafik kartlarının oyun amaçlı grafik kartlardan neden daha farklı olduğunu bir önceki makale olan, Notebook Kullanmaya Başlangıç : İhtiyaçları Belirlemek adlı makalemin Grafik performansı bölümünde temel olarak anlatmıştım. Okumaya üşenenler için burada kısa bir özet geçeyim;
Bu kartlara kimler ihtiyaç duyar?
Bu kartlar CAD (Computer Aided Design), DCC (Digital Content Creation), GIS (Geographic Information System) temelli ve hava hareketlerini (Meteoroloji veya Aerodinamik) hesaplamakta kullanılan yazılımları kullanan kullanıcılar içindir. Bu yazılımlara uydu ile maden, gaz ve petrol aramalarında kullanılan yazılımlar dahildir.
Bu yazılımlara örnek olarak; 3DS Max, Adobe Premiere, Adobe After Effects, Carrara, Cobalt, Form-Z / form-Z Renderzone Plus, Maya, VR4MAX Generator, trueSpace, SolidWorks, Softimage, Quest3D Power/Creative/VR, GRASS GIS, SAGA GIS, Quantum GIS, ArcGIS 10 gibi yazılımlar sayılabilir.
Bu tip kartlar Notebook Kullanmaya Başlangıç : İhtiyaçları Belirlemek adlı makalemde de anlattığım gibi OpenGL için optimize edilmişlerdir ve bu programlarda kullanılan bazı özel komutları desteklerler. Notebooklarda kullanılan oyun serisi ekran kartları da bu programları çalıştırabilirler ama bu uygulamalara yönelik optimize edilmedikleri, çalışma mantıkları farklı olduğu ve sürücüleri DirectX'e göre yazıldığı için alacağınız performans daha az olacaktır. Bu kartları, ikisi de 100 HP gücünde motora sahip bir otomobil ve traktöre benzetebilirsiniz. Aynı motor gücüne sahip oldukları halde şanzımanları ve tasarımları birbirinden farklı olduğu için bir şehirlerarası yolda otomobil traktöre çok büyük bir fark atabilecekken, konu tarlada çalışmak olduğunda, traktör otomobili ezip geçecektir.
Bu açıklamalardan sonra kendinizi bu kullanıcı profiline dahil ettiyseniz buna uygun bir işlemci ve Nvidia "Quadro" veya AMD "Mobility FireGL" serisi bir ekran kartına ihtiyacınız var demektir. Bu ekran kartı serilerinin güçlü üyelerine sahip notebookları bildiğim kadarı ile sadece Lenovo ve Dell üretiyor ve fiyatları yurtdışında 3500 $'dan başlıyor ve 10.000 $'lara kadar çıkıyor. Daha hallice modeller ise Türkiye'ye geliyor fakat genelde piyasada sadece 1-2 model bulunabiliyor. Bu yüzden bu tip bir makina almayı düşünüyorsanız size tavsiyem mesleğinizle ilgili forum veya platformlarda bulabileceğiniz bu tip makinaları kullanan daha deneyimli kullanıcıların fikirlerini almanız.
Bu sınıfa dahil kullanıcılar bilgisayarı daha çok film izlemek, Internet'te dolaşmak ve ders çalışmak için kullanırlar. Oyun oynamak tamamen 2. plandadır. Bu tip bir bilgisayara ihtiyaç duyanların çoğunluğunu, çocuğuna üniversite veya lisede eğitim amaçlı lazım olacağını düşündüğü için veya çocuğum bilgisayara yabancı büyümesin diyerek çocuğuna bir bilgisayar almayı düşünen ebeveynler oluşturur.
Eğer bu sınıfta iseniz giriş seviyesi bir işlemci işinizi görecektir. Bu işlemcilerin sahip olduğu entegre grafik işlemci HD filmleri seyretmek ve basit oyunları oynamak için yeterlidir. Eğer harici ekran kartı olan bir model seçmek istiyorsanız ekran kartı Mobil Ekran Kartı Sıralama Tablosu'nda Mavi bölgede yer alan kartlardan biri olabilir.
Bu sınıfa dahil kullanıcılar genelde çok seyahat eden ve seyahat esnasında çalışmak zorunda kalan iş insanlarıdır.
Bu sınıfa dahil kullanıcılar için donanım üreticileri daha küçük, daha ince ve daha az güç tüketen donanımlar üretirler. Bunların soğutma ihtiyacı da standart donanımlara göre çok daha azdır. Bu sayede Ultra-ince modeller üretilebilmektedir.
Bu sınıftaki notebookların kalınlığı tipik olarak 2.5 cm'den, ağırlıkları ise 1.8 kg'dan az olur.
Geçmişte bu küçük, ince ve az enerji harcayan donanımlar maliyeti arttığından dolayı, performansları standart notebooklardan az olduğu halde bu tip Ultra-ince notebookların fiyatları genelde standart notebooklardan daha fazlaydı ve taşınabilirlik ve uzun pil ömrü adına nispeten az performansa razı olur ve daha fazla öderdiniz. Ancak Ultrabook kavramının gelişmesi ve Intel'in bu sınıfa yaptığı yatırımlar sonucu güncel düşük güç tüketimli işlemciler ile normal tüketimli işlemciler arasındaki fark kapandı. Günümüzde bu işlemcilerle gayet yeterli bir performansı gayet uygun fiyatlara bulabiliyorsunuz.
Ultra-ince notebooklar taşınabilirlik ve uzun pil ömrü ile performansın bir dengesini sunarlar ama bilgisayarınızı medya içerikleri oluşturmak, grafik yoğun oyunlar oynamak ya da zorlu çoklu işlemler gerçekleştirmek için kullanıyorsanız, bu sınıftaki notebookların performansı size yeterli gelmeyecektir. Bu yüzden standart bir notebooka ya da bir msaüstü bilgisayara yönelmeniz daha mantıklı olacaktır.
Giriş seviyesi bir ultrabook ya da tablet alın. Ancak tablet almayı düşünüyorsanız alttaki uyarıları da okumayı ihmal etmeyin.
Tabletleri çoğu insanın notebook alternatifi olarak düşündüğünü görüyorum. Oysa bu tamamen yanlış bir düşünce. Hani eskiden otobüse, vapura, trene binerken yanımıza dergi gazete alırdık yol boyunca okuyup vakit geçirelim diye işte tabletler bunun alternatifi. Bu yüzden eğer tek bilgisayarınız olarak bunu düşünüyorsanız bir daha düşünün sonradan çok pişman olur verdiğiniz paraya acırsınız.
"Neden?" derseniz;
Tamam, dokunmatik ekran hoş ama sadece o kadar. Klavye, fare ikilisinin fonksiyonelliğine ulaşması mümkün değil. Örneğin uzunca bir mail yazmaya kalktığınızda vücudunuzdaki stres miktarının arttığını fark edeceksiniz. Bunlarla yazı yazmak çoklu görevleri gerçekleştirmek çoğu zaman işkenceye dönüşebiliyor. Ayrıca yapılan araştırmalar tabletlerle yazı yazmanın ciddi sağlık sorunlarına sebep olduğunu gösteriyor. Kaynak
Tabletlerde kullanılan işletim sistemleri Windows gibi bir işletim sisteminin yanında oyuncak gibi kalıyor.
Bunun yanında performanslarının zayıf olması ve F/P oranlarının yerlerde sürünmesi de cabası.
İşin açıkçası tabletler bana; "Yahu ne güzel düşünmüşler, ne kadar yararlı bir program" diye düşünüp bilgisayarıma kurduğum ama aradan 3-5 ay geçtikten sonra hiç kullanmadığımı anladığım 3. parti yazılımları çağrıştırıyorlar.
Sonuç olarak bunlar satılmaz mı, satılır tabii. Hem de çok satılır. Sadece ben yanılgıya düşmemeniz için bunlara ihtiyacı olan kullanıcı profilini çizmeye çalışıyorum:
Bunları sadece zaten hali hazırda bir bilgisayarınız varsa veya bilgisayar ile ilişkiniz sosyal paylaşım sitelerini takip etmek, maillerinizi, mesajlarınızı okumak, haberleri gazeteleri takip etmek, Angry Birds oynamak gibi aktiviteler ile sınırlıysa düşünün.
Gerek Notebook Kullanmaya Başlangıç : İhtiyaçları Belirlemek, gerekse bu yazıda şu ana kadar olan kısmı okuyarak neye ihtiyacınız olduğuna karar verdiniz. Artık sahip olmak istediğiniz modelin hangi işlemci ve ekran kartına sahip olması gerektiği hakkında bir fikriniz var. Ancak hemen bir teknoloji markete koşmayın. Piyasada bu kadar farklı yapılandırma ve fiyat varken ayaküstü doğru karar vermeniz mümkün değildir. Notebook üreticilerinin ve teknoloji marketlerinin web sitelerini dolaşıp istediğiniz işlemci ve ekran kartına sahip modelerini bulup fiyatlarıyla birlikte bir liste oluşturun ve aşağı yukarı bir karar sahibi olduktan sonra mağazaya gidin.
Daha önce burada,
demiş ve "RAM fazla ve hızlı olsun", "Ekran LED olsun" gibi öneriler getirmiştim. Ama geçen zamanda bunların önemi kalmadı. Artık nerdeyse her modelde DDR3 ve 4 GB RAM standart oldu. Bilgisayar tarihinde ilk defa herkeste yeterli RAM var! :) LED aydınlatmalı paneller ise artık standart.
Ama yine de verebileceğim 1-2 tavsiye var;
IPS paneller 2013 yılının 2. yarısı gibi notebooklarda kullanılmaya başlandı. IPS paneller;
bu yüzden imkanınız varsa IPS panele sahip modelleri tercih edin.
Başta çok iyi bir özellik gibi görünebilir. Bende de var ve şimdiye kadar bir kere bir Blu-ray film alıp seyretmedim. Muhtemelen sizde de böyle olacaktır. Beğendiğiniz modelin Blu-ray'e sahip olmayanı varsa ve fiyatı daha uygunsa onu tercih edebilirsiniz.
Notebook ekranınızdaki görüntüyü kablosuz bağlantı ile panel televizyonunuza aktarmaya yarayan bu teknoloji oldukça yararlı ve gelecek vaad ediyor. Özellikle panel televizyonunuz varsa notebook satın alırken bu teknolojiye uyumlu donanımlar içermesi ileriye dönük olarak düşünülebilir. Daha fazla bilgi için bakınız : Intel® Kablosuz Ekran Teknolojisi
Sabit Disk kapasitesi notebook satın alırken bir kıstas değildir. Bu gün en sıradan modelin dahi sahip olduğu 500 GB'lık bir Sabit Disk her şey için yeterlidir. Depolama alanı lazım olursa ileride harici bir disk alırsınız olur biter.
SSD seçeneği varsa mutlaka tercih edin. SSD sürücüler hakkında bütün sorularınızın cevaplarını bulabileceğiniz bir yazı dizisi de sitede mevcut. Alttaki linklerden ulaşabilirsiniz;
Bundan sonrası artık iyice kişiselleşiyor. Bu kısımda tamamen kişisel ihtiyaçlarınızı değerlendirin. Burada bahsi geçen özellikler bazıları için çok gerekli olabilecekken bazıları için tamamen gereksiz olabilir. Bunlar saymakla bitmez ama aklıma gelenleri yazayım;
Burada verdiğim pek çok özellik zaman içerisinde standart hale geldi ama sadece 1-2 yıl içinde nelerin değiştiğini görmeniz açısından aynen bıraktım.
Bunun dışında parmak izi okuyucusu, yüz tanıma sistemi vb. gibi pek çok özellik tercih sebebi olabilir.
Artık seçenekler 1-2 modele kadar düşmüş olmalı. Ama bundan sonrası bundan önce yaptığımız herşey kadar hatta daha da önemli!
En iyi konfigürasyona sahip modeli seçtiniz, en uygun fiyata buldunuz ve seçtiğiniz model istediğiniz bütün ekstra özelliklere de sahip. Ardından gidip bir mağazada gördünüz ve şekli şemali de hoşunuza gitti. Ama aldıktan sonra bir de baktınız fan sesinden seyrettiğiniz filmin sesini duyamıyorsunuz veya sürekli ısınıyor ve elinizi koyduğunuz yer ateş gibi yanıyor veya 2 ay geçti kasası çatladı, tuşu bozuldu, menteşesi tutmaz oldu vs.
Bundan önce yaptığınız bütün doğru tercihlerin artık hiçbir anlamı kalmaz. İşlemcinizin ışık hızıyla çalışmasının, ekran kartınızın oyunları full detayla çalıştırıyor olmasının da artık hiçbir anlamı kalmaz. Sonuçta hatalı dizayn edilmiş bir alete dünyanın parasını vererek hatalı seçip yapmışsınızdır.
Bu duruma düşmemek için mağazaya gidip çalışır durumda olanı varsa elinizi üzerine koyarak sıcaklığına bakın. Boşta çalışırken dahi sıcaklık hissediliyorsa o aletten vazgeçin. Ama her zaman bu fırsatınız olmaz. Ayrıca ısınıp ısınmadığını böyle anlayabilirsiniz ama çalışma sesini o gürültüde anlayamazsınız. Yukarıda saydığım diğer şeyleri de anlayamazsınız.
Bu yüzden oturun Internet'in başına ve almayı düşündüğünüz modeli araştırın. Almayı düşündüğünüz modele 1-2 aydır sahip olan bir kullanıcı bütün sorularınızın cevabı olabilir. Boşta ve yükte çalışma sıcaklıklarını öğrenmeye çalışın.
Ayrıca teknoloji marketlerin sitelerinde her ürün için kullanıcı yorumları vardır bunlardan da faydalanabilirsiniz. Ama aşırı övgü içeren yapmacık yorumlara da prim vermeyin. Ayrıca asla bir gazetede veya bilgisayar dergisinde okuduğunuz bir yazı üzerine almayın. Bu yazıların çoğu reklam amaçlı ısmarlama yazılardır.
Notebook markalarının arıza oranlarına ait güncel bir araştırmayı çok aramama rağmen bulamadım. Sadece geçmişte yapılan araştırmalara dair bilgiler var elimizde. Ancak geçen zaman için de dizüstü bilgisayarların dayanıklılığının biraz arttığını söyleyebilirim. Bence burada verilen yüzdeleri 1-2 puan aşağı çekebilirsiniz.
Altta ise PCWorld'un Amerika ve İngiltere'deki 79.000 okuyucusu arasında yaptığı araştırmasının sonuçlarını görebilirsiniz. Yayının tamamı ise burada: The Tech Brands You Can Trust (Güvenebileceğiniz teknoloji markaları)
¹ Temel bileşen olarak değerlendirilen bileşenler şunlar; İşlemci, Ana kart, Ekran kartı, RAM, HDD ve Güç Kaynağı.
² Bilgisayarın en az bir parçasının arıza dolayısıyla değişmesi durumu.
³ EliteBook, ProBook
⁴ Latitude, Vostro, Precision
⁵ Insprion, Studio, Adamo
⁶ Pavillion, Envy, TouchSmart
Bildiğiniz gibi daha önce burada, bırakın müşteri memnuniyetini gözetmeyi, müşterinin yasal haklarınını dahi açıkça hukuku hiçe sayarak kullandırtmayan, insanları kandırarak mal satmaya çalışan ve hepsinden önemlisi bu davranışları "Firma Prensibi" olarak benimseyen firmaları burada sebepleriyle yazıyordum. Yazının başında da belirttiğim gibi yazının uzunluğunu azaltmak ve sayfa yükleme performansını arttırmak adına bu bölümü de ayrı bir makale olarak yeniden düzenledim. Alışveriş yapmadan önce mutlaka göz atın...
¹ Alan Kay'in 1972 yılında "Her yaştan çocuğa bilgisayar" sloganıyla Xerox üst yönetimine sunduğu taslağı ve çizimleri PDF formatında buradan indirebilirsiniz. Alan Kay'in 1972 yılında Dynabook'un prototipinin lansmanı sırasında Dynabook ile çekilmiş bir fotoğrafını ise burada görebilirsiniz.
² Refurbished: Amerika'da çok kullanılan bir satış yöntemi. Alındıktan çok kısa süre sonra arızalı çıktığı için değişime giren veya ambalajı açıldığı anda hatalı üretildiği/arızalı olduğu anlaşılan notebooklar üreticiye iade edildikten sonra üretici bunu arızasını/hatasını/eksiğini giderir ve tekrar satışa sunar. Buna Refurbished ürün denir. Kaliteli markaların bu tip ürünlerini ciddi fiyat avantajı olduğunda almakta bir sakınca yoktur. İşlerini bizdeki gibi sallama yapmazlar.
Notebook Kullanmaya Başlangıç : Kullanım ve Bakım
Eğer direk bu yazıya ulaştıysanız size tavsiyem önce Notebook Kullanmaya Başlangıç : İhtiyaçları Belirlemek adlı yazımı okuyun. Çünkü eskiden bu yazı ile yapmaya çalıştığım şeyi daha iyi yapabilmek için, vermeye çalıştığım bilgileri daha da genişleterek bir üçleme haline getirdim. Bu yazıda bu üçlemenin 2. yazısı. Doğru karar verebilmek adına size tavsiyem sırasıyla okumanız. Umarım notebook satın almaya çalışanlara bir nebze katkım olur. Selamlar...
Nonpasaran
Mayıs 2016
- Notebook Kullanmaya Başlangıç : İhtiyaçları Belirlemek
- Notebook satın alma rehberi (Şu anda okuyorsunuz)
- Notebook Kullanmaya Başlangıç : Kullanım ve Bakım
Ayın Yıldızları
Güncelleme (Mayıs 2016): 2013 yılının Nisan ayına kadar Ayın Yıldızları adı üzerinde aylık yayınlanan bir yayın idi. Ancak Enpedi'ye Kampanyalar adında ayrı bir bölüm açtığımızdan beri her ay yayınlamanın bir anlamı kalmadı. Bu yüzden Ayın Yıldızları artık sadece piyasada önemli değişiklikler olduğunda yayınlanıyor. Güncel tavsiyeler için Kampanyalar bölümünü kullanın lütfen. Daha önce yayınlanan Ayın Yıldızları yazılarına ise alttaki linklerden ulaşabilirsiniz:
Ayın yıldızları: (2010) Kasım, Aralık (2011)Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık (2012) Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Temmuz, Ağustos/Eylül, Ekim, Kasım (2013) Şubat, Mart/Nisan, Ağustos (2015) Ocak
Markalar hakkında;
Daha önce burada yer alan ve markalar hakkında bilgi verdiğim bölümü bu konuda çok fazla soru almam sebebi ile genişleterek ve kendi görüşlerimi ekleyerek ayrı bir makale haline getirdim. Daha önce burada okudu iseniz bile tekrar göz atmanızı öneririm...
Bataryalar hakkında,
Batarya kullanımı hakkında çok fazla soru ve hurafe olduğundan daha önce burada yer alan içeriği güncelledim ve çok daha ayrıntılı bir şekilde yeni bir makale şeklinde yazdım. Bunu ise kulaktan doyma bilgilerle, oramdan buramdan uydurarak değil;
- Dünyanın önde gelen batarya üreticilerinin sitelerinde yayınladığı dokümanları gözden geçirdim. Bu üreticilerin şöyle böyle değil çok büyük cirolara sahip üreticiler olduğunu ve batarya teknolojisini geliştirmek için her yıl yüz milyonlarca doları sadece araştırma geliştirme faaliyetlerine ayırdığını göz önünde bulundurun.
- Meslek yayınları diyebileceğim tamamen bu endüstri ile ilgili yayınlar yapan dergi ve online portallardan yararlandım.
- Yine de karanlıkta kalan noktalar veya emin olmadığım noktalar olduğunda bunlarla e-posta yolu ile temasa geçip sorular sordum cevaplar aldım.
Ve sonunda yazıyı yayınlayıp sonuna yararlandığım kaynakların tamamını yazdım. Her sene milyonlarca notebook satıp milyarlarca dolar ciro yapan onlarca üreticinin bir tanesinin bile, birini görevlendirip bu tip bir çalışma yaptırmadığını ve bu konuda bir referans doküman yayınlamadığını düşündüğümüzde bu çalışmanın değeri ortada.
Ekranlar hakkında,
Çoğu izleyicim ekranlar hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyor. Bu yüzden daha önce burada yazdıklarımı da ekleyerek ekranlar hakkında geniş bir makale yazdım. Linkten ulaşabilir ve ekranlar hakkında kafanızda oluşabilecek bütün soruların cevaplarını bulabilirsiniz;
Yurtdışından Notebook almak
Şimdiye kadar yurtdışından notebook almak ile ilgili pek çok soru aldım . Bu konuya da ayrı bir paragraf açmak istiyorum:
Yurtdışında satılan modeller Türkiye'ye göre nispeten ucuz olabilir ama o kadar da ucuz değiller. Öncelikle almayı düşündüğünüz makinanın Refurbished² olmadığından emin olun. Daha sonra düşündüğünüz markanın Türkiye'deki yetkili servisini arayarak yurtdışından alınan makinalara garanti kapsamında servis verip vermediklerini sorun. Cevap "Evet" olursa almayı düşündüğünüz modele servis verip vermeyeceklerini sorun. Buna da cevap "Evet" olursa düşündüğünüz modelin Türkçe klavyesinin mevcut olup olmadığını mevcutsa değişimin maliyetini öğrenin. Eğer hala avantajlı olduğunu düşünüyorsanız ve ileride ciddi bir arızada değişim hakkı kazanmanız durumunda bir sürü karışıklık yaşanma durumunu da göze alıyorsanız alın.
Garanti ve Tüketici Hakları
Önce 24 Mayıs 2011 tarihinde eski kanunda yapılan değişikliklerle daha sonrada 28 Mayıs 2014 tarihinde yürülüğe giren 6502 sayılı Tüketiciyi Koruma Hakkındaki Kanun ile tüketici haklarında önemli değişiklikler yapıldı. Konunun önemine binaen tamamen ayrı bir konu olarak daha geniş bir şekilde işlemeye karar verdim. Konuyla ilgili yazdığım -Basit Anlaşılır Bir Şekilde- Tüketici Hakları adlı yazıma alttaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz. Mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum;
Başlayalım,
Altta size kullanım profilinize uygun pek çok öneride bulunacağım. Ancak öncelikle şunu bilmelisiniz: Eğer hızlı bir bilgisayar istiyorsanız hızlı bir sabit diskiniz olmalı!
En iyi işlemciyi, en fazla RAM'i, en hızlı grafik kartını alsanız dahi hızlı bir diskiniz yoksa hayal kırıklığına uğrarsınız. Piyasada satılan modellerin çoğunda ise sıradan 5400 Rpm diskler kullanıyor. Bu yüzden altta verdiğim kullanıcı profillerinden 6 ve 7 numaralı profillere mensup değilseniz, ilk yapmanız gereken şey mümkün ise bir SSD diske terfi etmeniz. Bu işlem, nispeten küçük bir maliyetle bilgisayarınızın performansını neredeyse 2 katına çıkaracaktır. Bununla ilgili ayrıntılı bilgileri altta linklerini verdiğim yazılarımda bulabilir, performans farkını ise videoda izleyebilirsiniz;
- SSD (Solid State Drive) Hakkında Her şey
- Notebooklarda Harddisk Terfisi : Yapılmalı mı, Nasıl Yapılmalı ?
- Hard disk Terfisi : İşletim Sisteminin Yeni Diske Aktarmak (Klonlama)
- Notebooklarda Tanımlanamayan Yavaşlık Problemleri ve Yanlış Disk Yapılandırılmaları
Öncelikle kullanıcı profilinizini saptamalı ve bunun gereklilikleri nedir bunu anlamalısınız. Eğer hala okumadıysanız Notebook Kullanmaya Başlangıç : İhtiyaçları Belirlemek isimli yazımı okumanız size kabaca ihtiyacınız olan performans hakkında bilgi verecektir.
Benim gözlemlerime göre notebook kullanıcılarının profilleri altta sıraladığım üzere kabaca 7'ye ayrılıyor. Bunların büyük bir çoğunluğu da 2 numaralı profil başta olmak üzere 3, 5 ve 6 numaralı profillere uygun kullanıcılardan oluşuyor;
(1) Temel amacı oyun oynamak olan ve bunu mümkün olan en yüksek çözünürlükte yapmak isteyenler.
(2) Temel amacı oyun oynamak olan ama çeşitli sebeplerle bir oyun makinası almak istemeyenler.
(3) Güçlü bir bilgisayara ihtiyacı olan ama oyunla arası -pek- olmayanlar.
(4) Notebook'u temel olarak profesyonel grafik ihtiyaçları için alanlar.
(5) Film seyretmek, internete girmek, ders çalışmak gibi amaçla alan dolayısıyla çok fazla grafik ve işlem gücüne ihtiyaç duymayanlar.
(6) Hem performansa, hem taşınabilirliğe hem de uzun batarya süresine ihtiyaç duyanlar.
(7) Ofis programları ile çalışmaya ve internette dolaşmaya yetecek kadar performansı yeterli gören ama taşınabilirlik ve batarya süresine ihtiyaç duyanlar.
1- Oyun makinasına ihtiyaç duyanlar...
Kendinizi bu sınıfta görüyorsanız bence oturup önce bir düşünün. Bu tip bilgisayarlar genelde 5 000+ Lira fiyatlara sahiptir ve siz bu para ile bu makinalardan elde edeceğiniz performansın çok çok üzerinde performans alabileceğiniz bir Masaüstü sistem toplayabilir ve bu Masaüstü sistemi ufak tefek harcamalarla 5-6 sene güncel tutabilirsiniz. Oysa bir oyun notebooku en fazla 2 sene güncel kalacaktır.
Yine de bu albenili oyuncu modellerinin bütçesi uygun olan kullanıcıların içini gıcıkladığının farkındayım. Türkiye piyasasında bu tip makinaların çeşitliliği çok fazla değil ve fiyatları değişkenlik gösteriyor. Hatta bazen firmalar ellerinde kalmış eski teknoloji oyun makinalarını güncel makinalarla aynı fiyata satmaya çalışıyor. Bu yüzden eğer bu tip bir makina almak istiyorsanız iyi araştırın. Zaten ilk yazıyı okuduysanız işlemcisinden makinanın üretim tarihini anlayabilirsiniz.
2- Her işi yapan bir makina isteyenler...
Notebook almayı düşünenlerin çok büyük çoğunluğu bu sınıfa dahil. Oyun makinası düşünmüyorlar çünkü;
- Bütçeleri bu seviyede değil
- Bütçeleri müsait olsa da bu kadar parayı bir notebooka bağlamanın mantıksız olduğunu düşünüyorlar
- Bu makinaların taşınabilirliğinin ve pil ömrünün nispeten daha az olması sebebiyle bu makinalardan uzak duruyorlar
- Böyle dikkat çekici makinaları yaşları veya konumları sebebiyle kullanmak istemiyorlar.
Bu sebepler artırılabilse de sanırım temel sebepler bunlar. Eğer sizde bu sınfa dahilseniz, alacağınız makinanın ekran kartı Mobil Ekran Kartı Sıralama Tablosu'nda minimum Yeşil bölgede yer almalı.
3- Oyunla arası olmayanlar ama güçlü bir makina isteyenler...
Bu sınıftaki kullanıcılar oyun oynamazlar ya da en fazla arada sırada yeğenleri FIFA, PES veya strateji türü çok fazla sistem gereksinimi olmayan oyunları oynar. Ama bilgisayarlarının hızlı açılıp kapanmasını, masaüstünde uyumlu ve akıcı davranacak güce sahip olmasını ve aynı anda birçok program çalıştırdıklarında dahi (Programa göre fark edecektir) performans düşüşü yaşamamasını isterler.
Eğer bu sınıfta iseniz yukarıdaki gruptan tek farkınız güçlü bir ekran kartına ihtiyaç duymamanızdır. İlk yazıda nasıl bir işlemci seçmeniz gerektiğini anlattım zaten buna ek olarak harici ekran kartı olmayan veya giriş seviyesi bir ekran kartına sahip bir model seçmelisiniz.
"Peki, harici ekran kartı olup olmadığını nereden bileceğim?" sorusu aklına gelen okuyucular olabilir. Basitçe ekran kartının markası Nvidia veya AMD değilse ekran kartı harici değildir, ekran kartı bilgilerinde Intel yazıyorsa dahilidir diyebiliriz.
Son not olarak harici ekran kartı olmayan bir model satın almanın avantajlarını söyleyeyim:
- Ekran kartının ürettiği ısıdan kurtulursunuz. Bunun anlamı genel anlamda daha serin çalışan bu yüzden de hem kullanım konforu yüksek hem de ömrü uzun bir makinaya sahip olursunuz. Ayrıca fan daha az çalışacağından çalışma sesi de az olacaktır.
- Ekran kartının harcadığı enerjiden kurtulduğunuz için batarya ömrünüz kayda değer bir şekilde artacaktır.
- Modele markaya göre değişmekle beraber önemli bir meblağ cebinizde kalacaktır.
4- Profesyonel anlamda grafik veya işlem gücüne ihtiyaç duyanlar...
Eğer bu sınıftaysanız 1. sınıftaki kullanıcılara yaptığım uyarıyı size de yapayım. Gidin bir masaüstü sistem toplayın! Yaptığınız işin vasfına ve kullandığınız programlara göre değişmekle beraber muhtemelen bir notebookun vereceği performans size yetmeyecektir. Yetecek notebookun ise ısınma, sesli çalışma sorunu ve taşınabilirliği olumsuz etkileyecek boyutları ve ağırlığı olacaktır. Sadece taşınabilirlik sizin için olmazsa olmaz bir gereklilikse notebooklara yönelin.
Eğer kullandığınız programlar grafik gücünden ziyade işlem gücüne ihtiyaç duyuyorsa işiniz nispeten daha kolay. Yeni nesil, normal güç harcamalı bir Core i7 işlemci işinizi görecektir. Ama kullandığınız programlar yoğun grafik gücüne ihtiyaç duyuyorlarsa (Simülasyon, modelleme, animasyon, sanal ışıklandırma, 3D efekt yapımı, oyun yapımı vb.) o zaman işiniz biraz daha zor. Profesyonel grafik kartlarının oyun amaçlı grafik kartlardan neden daha farklı olduğunu bir önceki makale olan, Notebook Kullanmaya Başlangıç : İhtiyaçları Belirlemek adlı makalemin Grafik performansı bölümünde temel olarak anlatmıştım. Okumaya üşenenler için burada kısa bir özet geçeyim;
Bu kartlara kimler ihtiyaç duyar?
Bu kartlar CAD (Computer Aided Design), DCC (Digital Content Creation), GIS (Geographic Information System) temelli ve hava hareketlerini (Meteoroloji veya Aerodinamik) hesaplamakta kullanılan yazılımları kullanan kullanıcılar içindir. Bu yazılımlara uydu ile maden, gaz ve petrol aramalarında kullanılan yazılımlar dahildir.
Bu yazılımlara örnek olarak; 3DS Max, Adobe Premiere, Adobe After Effects, Carrara, Cobalt, Form-Z / form-Z Renderzone Plus, Maya, VR4MAX Generator, trueSpace, SolidWorks, Softimage, Quest3D Power/Creative/VR, GRASS GIS, SAGA GIS, Quantum GIS, ArcGIS 10 gibi yazılımlar sayılabilir.
Bu tip kartlar Notebook Kullanmaya Başlangıç : İhtiyaçları Belirlemek adlı makalemde de anlattığım gibi OpenGL için optimize edilmişlerdir ve bu programlarda kullanılan bazı özel komutları desteklerler. Notebooklarda kullanılan oyun serisi ekran kartları da bu programları çalıştırabilirler ama bu uygulamalara yönelik optimize edilmedikleri, çalışma mantıkları farklı olduğu ve sürücüleri DirectX'e göre yazıldığı için alacağınız performans daha az olacaktır. Bu kartları, ikisi de 100 HP gücünde motora sahip bir otomobil ve traktöre benzetebilirsiniz. Aynı motor gücüne sahip oldukları halde şanzımanları ve tasarımları birbirinden farklı olduğu için bir şehirlerarası yolda otomobil traktöre çok büyük bir fark atabilecekken, konu tarlada çalışmak olduğunda, traktör otomobili ezip geçecektir.
Bu açıklamalardan sonra kendinizi bu kullanıcı profiline dahil ettiyseniz buna uygun bir işlemci ve Nvidia "Quadro" veya AMD "Mobility FireGL" serisi bir ekran kartına ihtiyacınız var demektir. Bu ekran kartı serilerinin güçlü üyelerine sahip notebookları bildiğim kadarı ile sadece Lenovo ve Dell üretiyor ve fiyatları yurtdışında 3500 $'dan başlıyor ve 10.000 $'lara kadar çıkıyor. Daha hallice modeller ise Türkiye'ye geliyor fakat genelde piyasada sadece 1-2 model bulunabiliyor. Bu yüzden bu tip bir makina almayı düşünüyorsanız size tavsiyem mesleğinizle ilgili forum veya platformlarda bulabileceğiniz bu tip makinaları kullanan daha deneyimli kullanıcıların fikirlerini almanız.
5- Bilgisayarı eğlence ve/veya eğitim amaçlı alanlar...
Bu sınıfa dahil kullanıcılar bilgisayarı daha çok film izlemek, Internet'te dolaşmak ve ders çalışmak için kullanırlar. Oyun oynamak tamamen 2. plandadır. Bu tip bir bilgisayara ihtiyaç duyanların çoğunluğunu, çocuğuna üniversite veya lisede eğitim amaçlı lazım olacağını düşündüğü için veya çocuğum bilgisayara yabancı büyümesin diyerek çocuğuna bir bilgisayar almayı düşünen ebeveynler oluşturur.
Burada çocuğuna bir notebook almayı düşünen ebeveynleri uyarmak istediğim bir konu var. Çoğu genç ailesine bir bilgisayar aldırmak için "Derslerde lazım", "Öğretmen istedi", "Üniversiteye hazırlanmak için şart" gibi söylemler kullanırlar. Bir ebeveyn olarak bunların genelde yalan olduğunu bilmeniz gerekir.
Çocuğunuzun sizden bu bilgisayarı isteme sebebi çoğunlukla oyun oynamaktır. Bilgisayar oyunları insanın vaktinin çoğunu alan ve ders çalışmaktan, sosyalleşmekten hatta yemekten içmekten koparabilen aktiviteler olabilir.
"Benim çocuğum koca adam/kız oldu ben ona güveniyorum" demeyin. Bilgisayar oyunları yüzünden üniversiteden atılan pek çok genç var. Bu yüzden kesinlikle güçlü harici ekran kartı olan bir modele yönelmeyin. "Çocuğunda eğlenmeye hakkı var" diyorsanız oyun oynama saatlerini ebeveyn denetimleri ile sınırlayın. Yaşına bağlı olarak Internet aktivitelerine de ebeveyn denetimlerini uygulayın. Bunun çok zor bir şey olduğunu düşünmeyin son derece basittir ve bu sizin çocuğunuza karşı görevinizdir.
Eğer bu sınıfta iseniz giriş seviyesi bir işlemci işinizi görecektir. Bu işlemcilerin sahip olduğu entegre grafik işlemci HD filmleri seyretmek ve basit oyunları oynamak için yeterlidir. Eğer harici ekran kartı olan bir model seçmek istiyorsanız ekran kartı Mobil Ekran Kartı Sıralama Tablosu'nda Mavi bölgede yer alan kartlardan biri olabilir.
6- Taşınabilirlik, uzun pil süresi ve performansı bir arada isteyenler...
Bu sınıfa dahil kullanıcılar genelde çok seyahat eden ve seyahat esnasında çalışmak zorunda kalan iş insanlarıdır.
Bu sınıfa dahil kullanıcılar için donanım üreticileri daha küçük, daha ince ve daha az güç tüketen donanımlar üretirler. Bunların soğutma ihtiyacı da standart donanımlara göre çok daha azdır. Bu sayede Ultra-ince modeller üretilebilmektedir.
Bu sınıftaki notebookların kalınlığı tipik olarak 2.5 cm'den, ağırlıkları ise 1.8 kg'dan az olur.
Standart notebookların kalınlığı 3.8 cm. ve üstü, ağırlığı ise 2.7 kg. ve üstüdür.
Geçmişte bu küçük, ince ve az enerji harcayan donanımlar maliyeti arttığından dolayı, performansları standart notebooklardan az olduğu halde bu tip Ultra-ince notebookların fiyatları genelde standart notebooklardan daha fazlaydı ve taşınabilirlik ve uzun pil ömrü adına nispeten az performansa razı olur ve daha fazla öderdiniz. Ancak Ultrabook kavramının gelişmesi ve Intel'in bu sınıfa yaptığı yatırımlar sonucu güncel düşük güç tüketimli işlemciler ile normal tüketimli işlemciler arasındaki fark kapandı. Günümüzde bu işlemcilerle gayet yeterli bir performansı gayet uygun fiyatlara bulabiliyorsunuz.
Ultra-ince notebooklar taşınabilirlik ve uzun pil ömrü ile performansın bir dengesini sunarlar ama bilgisayarınızı medya içerikleri oluşturmak, grafik yoğun oyunlar oynamak ya da zorlu çoklu işlemler gerçekleştirmek için kullanıyorsanız, bu sınıftaki notebookların performansı size yeterli gelmeyecektir. Bu yüzden standart bir notebooka ya da bir msaüstü bilgisayara yönelmeniz daha mantıklı olacaktır.
7- Taşınabilirlik ve pil ömrü her şey, performans olmasa da olur diyenler...
Giriş seviyesi bir ultrabook ya da tablet alın. Ancak tablet almayı düşünüyorsanız alttaki uyarıları da okumayı ihmal etmeyin.
Alttaki satırları 5 yıl önce yazmıştım. Geçen zamanda haklı olduğum ortaya çıktı. Şu anda Türkiye'de ve dünyada tablet kullanımı son derece düşük. Kaynak
Tabletleri çoğu insanın notebook alternatifi olarak düşündüğünü görüyorum. Oysa bu tamamen yanlış bir düşünce. Hani eskiden otobüse, vapura, trene binerken yanımıza dergi gazete alırdık yol boyunca okuyup vakit geçirelim diye işte tabletler bunun alternatifi. Bu yüzden eğer tek bilgisayarınız olarak bunu düşünüyorsanız bir daha düşünün sonradan çok pişman olur verdiğiniz paraya acırsınız.
"Neden?" derseniz;
Tamam, dokunmatik ekran hoş ama sadece o kadar. Klavye, fare ikilisinin fonksiyonelliğine ulaşması mümkün değil. Örneğin uzunca bir mail yazmaya kalktığınızda vücudunuzdaki stres miktarının arttığını fark edeceksiniz. Bunlarla yazı yazmak çoklu görevleri gerçekleştirmek çoğu zaman işkenceye dönüşebiliyor. Ayrıca yapılan araştırmalar tabletlerle yazı yazmanın ciddi sağlık sorunlarına sebep olduğunu gösteriyor. Kaynak
Tabletlerde kullanılan işletim sistemleri Windows gibi bir işletim sisteminin yanında oyuncak gibi kalıyor.
Bunun yanında performanslarının zayıf olması ve F/P oranlarının yerlerde sürünmesi de cabası.
İşin açıkçası tabletler bana; "Yahu ne güzel düşünmüşler, ne kadar yararlı bir program" diye düşünüp bilgisayarıma kurduğum ama aradan 3-5 ay geçtikten sonra hiç kullanmadığımı anladığım 3. parti yazılımları çağrıştırıyorlar.
Sonuç olarak bunlar satılmaz mı, satılır tabii. Hem de çok satılır. Sadece ben yanılgıya düşmemeniz için bunlara ihtiyacı olan kullanıcı profilini çizmeye çalışıyorum:
Bunları sadece zaten hali hazırda bir bilgisayarınız varsa veya bilgisayar ile ilişkiniz sosyal paylaşım sitelerini takip etmek, maillerinizi, mesajlarınızı okumak, haberleri gazeteleri takip etmek, Angry Birds oynamak gibi aktiviteler ile sınırlıysa düşünün.
Gerek Notebook Kullanmaya Başlangıç : İhtiyaçları Belirlemek, gerekse bu yazıda şu ana kadar olan kısmı okuyarak neye ihtiyacınız olduğuna karar verdiniz. Artık sahip olmak istediğiniz modelin hangi işlemci ve ekran kartına sahip olması gerektiği hakkında bir fikriniz var. Ancak hemen bir teknoloji markete koşmayın. Piyasada bu kadar farklı yapılandırma ve fiyat varken ayaküstü doğru karar vermeniz mümkün değildir. Notebook üreticilerinin ve teknoloji marketlerinin web sitelerini dolaşıp istediğiniz işlemci ve ekran kartına sahip modelerini bulup fiyatlarıyla birlikte bir liste oluşturun ve aşağı yukarı bir karar sahibi olduktan sonra mağazaya gidin.
Daha önce burada,
Şimdi elimizde bütçemize ve ihtiyaçlarımıza uygun pek çok model var. Alacağımız notebookun omurgasını seçtik. Bundan sonraki adımda dikkat edeceğimiz genel noktalar önem sırasına göre şunlar;
demiş ve "RAM fazla ve hızlı olsun", "Ekran LED olsun" gibi öneriler getirmiştim. Ama geçen zamanda bunların önemi kalmadı. Artık nerdeyse her modelde DDR3 ve 4 GB RAM standart oldu. Bilgisayar tarihinde ilk defa herkeste yeterli RAM var! :) LED aydınlatmalı paneller ise artık standart.
Ama yine de verebileceğim 1-2 tavsiye var;
- IPS Panel
IPS paneller 2013 yılının 2. yarısı gibi notebooklarda kullanılmaya başlandı. IPS paneller;
- Renkleri orijinaline çok daha yakın gösterirler.
- TN panellerde ekrana dokunduğunuzda oluşan dalgalanma IPS panellerde oluşmaz. Bu dokunmatik ekranlı bilgisayarlar için önemlidir.
- IPS paneller tüm açılardan tutarlı ve doğru renkler görüntüler. Görüntüleme açısı da 180 dereceye kadar çıkabilir.
- IPS paneller veri kaybı olmadan yüksek hızlı sinyalleri işleyebilir.
- IPS paneller daha net görüntüler sunar ve tepki süreleri kararlıdır.
bu yüzden imkanınız varsa IPS panele sahip modelleri tercih edin.
- Blu-ray
Başta çok iyi bir özellik gibi görünebilir. Bende de var ve şimdiye kadar bir kere bir Blu-ray film alıp seyretmedim. Muhtemelen sizde de böyle olacaktır. Beğendiğiniz modelin Blu-ray'e sahip olmayanı varsa ve fiyatı daha uygunsa onu tercih edebilirsiniz.
- Intel® Kablosuz Ekran Teknolojisi (WiDi) uyumu
Notebook ekranınızdaki görüntüyü kablosuz bağlantı ile panel televizyonunuza aktarmaya yarayan bu teknoloji oldukça yararlı ve gelecek vaad ediyor. Özellikle panel televizyonunuz varsa notebook satın alırken bu teknolojiye uyumlu donanımlar içermesi ileriye dönük olarak düşünülebilir. Daha fazla bilgi için bakınız : Intel® Kablosuz Ekran Teknolojisi
- Sabit Disk
Sabit Disk kapasitesi notebook satın alırken bir kıstas değildir. Bu gün en sıradan modelin dahi sahip olduğu 500 GB'lık bir Sabit Disk her şey için yeterlidir. Depolama alanı lazım olursa ileride harici bir disk alırsınız olur biter.
- Sabit Disk Performansı
SSD seçeneği varsa mutlaka tercih edin. SSD sürücüler hakkında bütün sorularınızın cevaplarını bulabileceğiniz bir yazı dizisi de sitede mevcut. Alttaki linklerden ulaşabilirsiniz;
- SSD (Solid State Drive) Hakkında Her şey
- Notebooklarda Harddisk Terfisi : Yapılmalı mı, Nasıl Yapılmalı?
Bundan sonrası artık iyice kişiselleşiyor. Bu kısımda tamamen kişisel ihtiyaçlarınızı değerlendirin. Burada bahsi geçen özellikler bazıları için çok gerekli olabilecekken bazıları için tamamen gereksiz olabilir. Bunlar saymakla bitmez ama aklıma gelenleri yazayım;
Burada verdiğim pek çok özellik zaman içerisinde standart hale geldi ama sadece 1-2 yıl içinde nelerin değiştiğini görmeniz açısından aynen bıraktım.
- Dizayn
- Batarya ömrü
- 64-bit işletim sistemi.
- Ekran boyutu
- Kart okuyucu
- HDMI girişi.
- USB 3.0
- Ses kalitesi
- Web Kamera kalitesi
Bunun dışında parmak izi okuyucusu, yüz tanıma sistemi vb. gibi pek çok özellik tercih sebebi olabilir.
Artık seçenekler 1-2 modele kadar düşmüş olmalı. Ama bundan sonrası bundan önce yaptığımız herşey kadar hatta daha da önemli!
En iyi konfigürasyona sahip modeli seçtiniz, en uygun fiyata buldunuz ve seçtiğiniz model istediğiniz bütün ekstra özelliklere de sahip. Ardından gidip bir mağazada gördünüz ve şekli şemali de hoşunuza gitti. Ama aldıktan sonra bir de baktınız fan sesinden seyrettiğiniz filmin sesini duyamıyorsunuz veya sürekli ısınıyor ve elinizi koyduğunuz yer ateş gibi yanıyor veya 2 ay geçti kasası çatladı, tuşu bozuldu, menteşesi tutmaz oldu vs.
Bundan önce yaptığınız bütün doğru tercihlerin artık hiçbir anlamı kalmaz. İşlemcinizin ışık hızıyla çalışmasının, ekran kartınızın oyunları full detayla çalıştırıyor olmasının da artık hiçbir anlamı kalmaz. Sonuçta hatalı dizayn edilmiş bir alete dünyanın parasını vererek hatalı seçip yapmışsınızdır.
Bu duruma düşmemek için mağazaya gidip çalışır durumda olanı varsa elinizi üzerine koyarak sıcaklığına bakın. Boşta çalışırken dahi sıcaklık hissediliyorsa o aletten vazgeçin. Ama her zaman bu fırsatınız olmaz. Ayrıca ısınıp ısınmadığını böyle anlayabilirsiniz ama çalışma sesini o gürültüde anlayamazsınız. Yukarıda saydığım diğer şeyleri de anlayamazsınız.
Bu yüzden oturun Internet'in başına ve almayı düşündüğünüz modeli araştırın. Almayı düşündüğünüz modele 1-2 aydır sahip olan bir kullanıcı bütün sorularınızın cevabı olabilir. Boşta ve yükte çalışma sıcaklıklarını öğrenmeye çalışın.
Normal yükte (İnternette dolaşma, Ofis programları kullanma gibi) genel çalışma sıcaklığı 40-50 derecenin üzerinde olmamalı. Tam yükte ise (Örneğin, oyun oynarken)80-85 derecelere kadar ısınması normaldir.
Ayrıca teknoloji marketlerin sitelerinde her ürün için kullanıcı yorumları vardır bunlardan da faydalanabilirsiniz. Ama aşırı övgü içeren yapmacık yorumlara da prim vermeyin. Ayrıca asla bir gazetede veya bilgisayar dergisinde okuduğunuz bir yazı üzerine almayın. Bu yazıların çoğu reklam amaçlı ısmarlama yazılardır.
Aklınızda bulunması gereken önemli noktalar;
- Ne kadar beğenmiş olursanız olun ısınma sorunu olan bir modeli asla almayın.
- Marka takıntısı çok fazla yapmayın ama hiçbir şeyin boşuna ucuz olmadığını da unutmayın. (Boşuna pahalı olabilir) Her markanın çok iyi modelleri olduğu gibi berbat modelleri de vardır.
- Her marka notebookun içinde aynı marka işlemci, aynı marka ekran kartı vardır ama bunların bir ana kart üzerinde çalıştığını ve soğutulması için iyi bir dizayna sahip olması gerektiğini unutmayın.
- Dengeyi yakalamak zorundasınız. Ucuz bir makina markasız parçalar barındırabilir. Sahip olduğu her parçada kaliteden ödün verilmiş olabilir. Bu da size sürücü sorunu veya garanti süresinden sonra arıza olarak dönebilir. Ayrıca gerekli BIOS güncellemelerini ve yeni çıkacak işletim sistemlerine uyumlu sürücüleri bulamayabilirsiniz.
Notebook markalarının arıza oranlarına ait güncel bir araştırmayı çok aramama rağmen bulamadım. Sadece geçmişte yapılan araştırmalara dair bilgiler var elimizde. Ancak geçen zaman için de dizüstü bilgisayarların dayanıklılığının biraz arttığını söyleyebilirim. Bence burada verilen yüzdeleri 1-2 puan aşağı çekebilirsiniz.
- Satın alındıktan sonraki 3 yıl içinde her 10 dizüstü bilgisayardan 3'ü arıza yapıyor. Bunların 2 tanesi donanım arızası iken 1 tanesi kullanıcının kazara zarar vermesi ile oluşuyor (SquareTrade)
- Markalara göre arıza oranları ise şöyle; (SquareTrade)
Altta ise PCWorld'un Amerika ve İngiltere'deki 79.000 okuyucusu arasında yaptığı araştırmasının sonuçlarını görebilirsiniz. Yayının tamamı ise burada: The Tech Brands You Can Trust (Güvenebileceğiniz teknoloji markaları)
¹ Temel bileşen olarak değerlendirilen bileşenler şunlar; İşlemci, Ana kart, Ekran kartı, RAM, HDD ve Güç Kaynağı.
² Bilgisayarın en az bir parçasının arıza dolayısıyla değişmesi durumu.
³ EliteBook, ProBook
⁴ Latitude, Vostro, Precision
⁵ Insprion, Studio, Adamo
⁶ Pavillion, Envy, TouchSmart
Kara Liste
Bildiğiniz gibi daha önce burada, bırakın müşteri memnuniyetini gözetmeyi, müşterinin yasal haklarınını dahi açıkça hukuku hiçe sayarak kullandırtmayan, insanları kandırarak mal satmaya çalışan ve hepsinden önemlisi bu davranışları "Firma Prensibi" olarak benimseyen firmaları burada sebepleriyle yazıyordum. Yazının başında da belirttiğim gibi yazının uzunluğunu azaltmak ve sayfa yükleme performansını arttırmak adına bu bölümü de ayrı bir makale olarak yeniden düzenledim. Alışveriş yapmadan önce mutlaka göz atın...
Yararlı Linkler
- Notebookcheck'te bulabileceğiniz sıralama genelde doğrudur. Ama sebebini bilemediğim bir şekilde AMD grafik yongalarına karşı biraz cömert olduklarını belirteyim. Ayrıca yanında (*) işareti bulunan kartlarının sıralamasının yeterli veri olmadığından tahmini sıralama olduğunu belirteyim.
- PassMark sıralamasında mobil ve masaüstü işlemci ve grafik kartlarının beraber verildiğini göz önünde bulundurun.
- Sürücü indirirken Nvidia'da sonunda M (Mobile) eki olmasına ve işletim sisteminizi seçerken kaç bit (32 veya 64) olduğunu doğru belirttiğinize emin olun.
- Mobil Ekran Kartı Sıralama Tablosu (Enpedi)
- Notebookcheck: Grafik kart sıralaması
- PassMark: Grafik kart sıralaması
- Notebookcheck: İşlemci sıralaması
- Passmark: İşlemci sıralaması
- AMD sürücü indirme sayfası
- Nvidia sürücü indirme sayfası
¹ Alan Kay'in 1972 yılında "Her yaştan çocuğa bilgisayar" sloganıyla Xerox üst yönetimine sunduğu taslağı ve çizimleri PDF formatında buradan indirebilirsiniz. Alan Kay'in 1972 yılında Dynabook'un prototipinin lansmanı sırasında Dynabook ile çekilmiş bir fotoğrafını ise burada görebilirsiniz.
² Refurbished: Amerika'da çok kullanılan bir satış yöntemi. Alındıktan çok kısa süre sonra arızalı çıktığı için değişime giren veya ambalajı açıldığı anda hatalı üretildiği/arızalı olduğu anlaşılan notebooklar üreticiye iade edildikten sonra üretici bunu arızasını/hatasını/eksiğini giderir ve tekrar satışa sunar. Buna Refurbished ürün denir. Kaliteli markaların bu tip ürünlerini ciddi fiyat avantajı olduğunda almakta bir sakınca yoktur. İşlerini bizdeki gibi sallama yapmazlar.
Sonraki bölüm;
Notebook Kullanmaya Başlangıç : Kullanım ve Bakım